Bursa Hanlar Bölgesi
Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi
Bursa Hanlar Bölgesi
Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi
Bursa Hanlar Bölgesi
Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi
Bursa Hanlar Bölgesi
Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi
Bursa Hanlar Bölgesi
Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi
Kategori_ Kentsel Tasarım
Proje Yılı_ 2021
İnşaat Yılı_2022-Halen
Konum_ Bursa, Türkiye
Alan_
Kentsel Tasarım: 19.927 m²
Otopark: 12.500 m²
İşveren_ Bursa Büyükşehir Belediyesi
İnşaat Durumu_
1.Etap tamamlandı, 2. ve 3. Etap devam ediyor
Tasarım_ KAA works
Ekip_
Bahadır Kantarcı
Ece Avcı
Egemen Onur Kaya
Merve Kalkan
Ertuğrul Yıldız
Gün Rodoplu
Yunus Emre Görgüç
Sıla Kutlu
Fotoğraf_
Statik_
Bülent Binici
Elektrik_
Hüsnü Ersalıcı
Emrah Güravşar
Mekanik_
Fevzi Kazaz
Alpaslan Sütbaş
Bitkisel Peyzaj_
Barış Ekmekçi
Zeynep Hagur Sorguç
Grafik Tasarım_
Dilara Sezgin Aga
Kategori_ Kentsel Tasarım
Proje Yılı_ 2021
İnşaat Yılı_2022-Halen
Konum_ Bursa, Türkiye
Alan_
Kentsel Tasarım: 19.927 m²
Otopark: 12.500 m²
İşveren_ Bursa Büyükşehir Belediyesi
İnşaat Durumu_
1.Etap tamamlandı, 2. ve 3. Etap devam ediyor
Tasarım_ KAA works
Ekip_
Bahadır Kantarcı
Ece Avcı
Egemen Onur Kaya
Merve Kalkan
Ertuğrul Yıldız
Gün Rodoplu
Yunus Emre Görgüç
Sıla Kutlu
Fotoğraf_
Egemen Karakaya
Statik_
Bülent Binici
Elektrik_
Hüsnü Ersalıcı
Emrah Güravşar
Mekanik_
Fevzi Kazaz
Alpaslan Sütbaş
Bitkisel Peyzaj_
Barış Ekmekçi
Zeynep Hagur Sorguç
Grafik Tasarım_
Dilara Sezgin Aga
Kategori_ Kentsel Tasarım
Proje Yılı_ 2021
İnşaat Yılı_2022-Halen
Konum_ Bursa, Türkiye
Alan_
Kentsel Tasarım: 19.927 m²
Otopark: 12.500 m²
İşveren_ Bursa Büyükşehir Belediyesi
İnşaat Durumu_
1.Etap tamamlandı, 2. ve 3. Etap devam ediyor
Tasarım_ KAA works
Ekip_
Bahadır Kantarcı
Ece Avcı
Egemen Onur Kaya
Merve Kalkan
Ertuğrul Yıldız
Gün Rodoplu
Yunus Emre Görgüç
Sıla Kutlu
Fotoğraf_
Egemen Karakaya
Statik_
Bülent Binici
Elektrik_
Hüsnü Ersalıcı
Emrah Güravşar
Mekanik_
Fevzi Kazaz
Alpaslan Sütbaş
Bitkisel Peyzaj_
Barış Ekmekçi
Zeynep Hagur Sorguç
Grafik Tasarım_
Dilara Sezgin Aga
Kategori_ Kentsel Tasarım
Proje Yılı_ 2021
İnşaat Yılı_2022-Halen
Konum_ Bursa, Türkiye
Alan_
Kentsel Tasarım: 19.927 m²
Otopark: 12.500 m²
İşveren_ Bursa Büyükşehir Belediyesi
İnşaat Durumu_
1.Etap tamamlandı, 2. ve 3. Etap devam ediyor
Tasarım_ KAA works
Ekip_
Bahadır Kantarcı
Ece Avcı
Egemen Onur Kaya
Merve Kalkan
Ertuğrul Yıldız
Gün Rodoplu
Yunus Emre Görgüç
Sıla Kutlu
Fotoğraf_
Egemen Karakaya
Statik_
Bülent Binici
Elektrik_
Hüsnü Ersalıcı
Emrah Güravşar
Mekanik_
Fevzi Kazaz
Alpaslan Sütbaş
Bitkisel Peyzaj_
Barış Ekmekçi
Zeynep Hagur Sorguç
Grafik Tasarım_
Dilara Sezgin Aga
Kategori_ Kentsel Tasarım
Proje Yılı_ 2021
İnşaat Yılı_2022-Halen
Konum_ Bursa, Türkiye
Alan_
Kentsel Tasarım: 19.927 m²
Otopark: 12.500 m²
İşveren_ Bursa Büyükşehir Belediyesi
İnşaat Durumu_
1.Etap tamamlandı, 2. ve 3. Etap devam ediyor
Tasarım_ KAA works
Ekip_
Bahadır Kantarcı
Ece Avcı
Egemen Onur Kaya
Merve Kalkan
Ertuğrul Yıldız
Gün Rodoplu
Yunus Emre Görgüç
Sıla Kutlu
Fotoğraf_
Egemen Karakaya
Statik_
Bülent Binici
Elektrik_
Hüsnü Ersalıcı
Emrah Güravşar
Mekanik_
Fevzi Kazaz
Alpaslan Sütbaş
Bitkisel Peyzaj_
Barış Ekmekçi
Zeynep Hagur Sorguç
Grafik Tasarım_
Dilara Sezgin Aga
Bir akış şehridir Bursa, tarihin buradan aktığı, yeşilin yollar boyu uzandığı…
Çünkü Osmanlı da dünyayı saran uzun yolculuğuna Bursa’dan başlamıştı.
Hanlar Bölgesi’ne dair bir söz söylemeden önce, en başında bu kadar güçlü bir geçmişi ve bize sunduğu zenginlikleri anlayarak, amacımızın burayı baştan aşağı, yeniden tasarlamak değil, oluşmuş olanla yapılmış olanın ara kesitinde bir mekan yaratmak olduğuna karar verdik.
GEÇMİŞTE BURSA
Bursa, zamanın en önemli ticaret yolu olan İpek Yolu güzergahının ortasındaki konumuyla, fethedildiği 1326 yılından, İstanbul alınana kadar, ekonomik, kültürel ve siyasi yönden kentsel merkezlerin önemlisi, Osmanlı Devleti sınırları içerisindeki gerçek anlamda tek uluslararası ticaret merkeziydi.
Bu durumun getirdiği büyük ekonomik birikimden faydalanarak, dönemin Osmanlı yöneticileri, görülmemiş bir kentleşme hamlesine imza attılar. Bizans’ın kale kentini Osmanlı’nın ‘Dünya Kenti’ne dönüştürürken, mevcut yapılaşmayı bir tarafa bırakarak, kendi ekonomik, sosyal, kültürel, dinî merkezlerini meydana getirdiler. Gelecek nesillere kalacak Osmanlı kent dokusunun, Osmanlı kent kültürünün, kentsel tasarım sisteminin ilkelerini burada ortaya koydular ve inşa ettiler. (Kırayoğlu,2003)
Bursa şehri için, birinci öncelik tarih boyunca her zaman savunma olmuştu. Bu yüzden, kent kuruluşundan itibaren kale surları dışındaki dünyaya kendini izole etmiş, gelişme olanaklarının kesilmesine razı olmuştur.
Orhan Bey’in planı, kendilerini hisarın içine kapatıp dış dünyadan korunmak değil, yayılmak, yeni ticaret olanakları açarak zenginleşmek ve ülkelerini zenginleştirmek, böylece topraklarını hem çoğaltıp hem de imar ederken, ekonomik etki alanlarını mümkün olduğunca genişletmekti. Bu yüzden, Orhan Bey, kentin tarihinde ilk defa sur dışına çıkarak, bilinçli bir yer seçimi kararıyla yeni bir kent merkezi yaratmaya koyuldu.
1- Önce toplumun ileri gelenleri tarafından, vakıflar kurularak, kültürel, sosyal, dini yapı ya da yapı grupları inşa ettirilmesine ön ayak olunmuştur.
2- Daha sonra bu vakıflar aracılığıyla ekonomik faaliyetin gelişmesini ve yönlendirilmesini sağlayan han, bedesten, kervansaray, çarşı gibi yapılar inşa edilmiştir. Bu yapılar, imâret, medrese, cami, hamam, dârüşşifâ gibi „kamu‟ yapılarının varlıklarını sürdürmesini sağlamak için gerekli finansal kaynağı temin etmekteydi.
3- Artan Türk-Müslüman nüfus ile bölgede inşa edilen eski Türk evleri planlamanın ve bu organik dokunun tamamlayıcısı olmuştur.
Bu politikayla oluşmaya başlayan kent merkezi, Roma ve Bizans’ı n katı geometrik formlarından uzaktır. Her ne kadar, binalar tek tek incelendiğinde düzgün kare ve dikdörtgenlerden oluştukları görülse de, alan içindeki konumlanışları oldukça serbesttir. Bu yönü ile içinde bulunduğu dönemin kent planlarından çok, antik dönem Anadolu sitelerinin yerleşme düzenini anımsatır. Bu düzen şöyle tarif edilmektedir: “ Geometrik kütlelerin doğal bir mekanda serbest ama kontrollü yerleştirilmesi veya bir eksenin (farklılaşmış eksenin) dik açılı olması kaygısı gözetilmeden, kendisine yüzünü dönmüş yapısal (tektonik) objeler için hem bağ hem ana öğe olarak kullanılmasıdır.” ( Cerasi, 2001)
1862 Suphi Bey Haritasını incelediğimizde yapısal olarak sert ve kararlı duran biçimleriyle hanlar, bedesten ve camiler arasından sızan dar sokaklar, küçük mahallelere varan yokuşlar, yolların kesişiminde ortaya çıkan meydancıklar, kentin o serbest ama ilişkili dokusunu anlatmaktadır. Keza haritada okuduğumuz ‘meydancık sokak’ bile o dönemde ufak toplanma alanlarının önemini ifade eder niteliktedir.
Öte yandan Osmanlı’da Han avluları, gündelik yaşam kurallarının ağırlığını koyduğu meclislerdir. İnsanların toplanma mekanları, bir bakıma ufak kent meydanlarıdır. Başka bir deyişle kentin oturma odalarıdır.
“ Hanlar, kervansaraylar... İşte eski yolculukların sihrini yapan şeyler... Bir kervana katılmak, bir handa gecelemek... Bir gece için tanışmak, ertesi sabah ayrılmak, hayatına bir şey katmak şartıyla görmek...” ( Tanpınar, 1985).
BUGÜN…
Kentin bu güçlü akışının önemli bir kesiti olan Hanlar Bölgesi’ni anlamayı ve bu doğrultuda kentsel bağlamın bir parçası olan Çarşıbaşı Bölgesini tarihi çevrenin bize sunduğu öğretilerle, tarihteki anlamına, değerine yeniden kavuşturmayı amaçladık.
Konu, yeniden tasarlamak, icat etmekten öte; tarihin, kültürün, işlevin, tekniğe dair konularla çakıştırılarak bir katmanlar bütünü olarak ortaya konulmasını içermektedir.
Bu içeriğe dahil olan, taşı, toprağı, yeşili, ölçeği, sokağı, su öğesi, avlusu, kent mobilyaları birbirinden ve tarihinden kopuk değil, en küçük parçasından bütüne doğru birbirini besleyen ve birbirini tamamlayan unsurlar olarak ele alınmıştır.
Öyle ki, en önemli işlerden biri olarak gördüğümüz zemin inşaası için kullanılan taşlar, Osmanlı’nın beylik olarak var olduğu ve ilk ayak bastığı taşların yer aldığı Söğüt’teki ocaktan çıkarılarak, mümkün olduğunca az işlenerek alana getirilmiştir. Osmanlı’nın varlığında da orda yer altında bekleyen bu taşlar, Hanlar Bölgesi’nde yapılan kazılarda çıkarılan kayrak taşlarıyla birlikte, iç içe kullanılarak kompozisyona en anlamlı şekilde dahil olmuştur.
Asıl mesele, Hanlar, çarşılar, Ulu Camii, türbeler ve bedesten gibi tarihi yapıların alan genelinde serbestçe oluşturduğu kıymetli ve kendine özgü kent artikülasyonunun, eski harita okumalarından edindiğimiz öğretilerle çakıştırılarak devam ettirilmesiydi. Böylesi bir yorumdan yola çıkarak üretmeye başladığımızda fark ettik ki alandaki yoğun eğim zaten alanın parçalanarak ölçeklendirilmesi ve bizi küçük düzlüklere ulaştırmasını zorunlu kıldı.
Böylece bir metin yazmaktan ziyade, metinin eksik cümlelerini tamamlar gibi oluşmaya başladı; Han avlularını takiben konumlanan küçük kent avluları, bu avluları bağlayan meydancık sokaklar ve tophaneden akan yeşili karşılayan çınarlar, ıhlamurlar…
Projenin çevresindeki yapıların öneminden hareket ederek, aynı o yapıların bir dizi farklı program ve kullanımlara hizmet etmesi gibi, bütünü oluşturan parçaların farklı konu, işlev ve aktörlere zemin oluşturabilmesi önem kazanmaktadır. Han avlularını takiben coğrafyanın sunduğu avantajları kullanarak yönlenen ve biçimlenen 3 ana meydan; çevresindeki yolları, amfileri, küçük birimleri, oturma duvarlarını yönlendirmektedir.
‘3 ANA MEYDAN’
Alanın en kuzeyinde, Cumhuriyet Caddesinin girişinde ve Pirinç Han’ın önünde bulunan Pirinç Han Meydanı, Cemal Nadir Caddesiyle de ilişkilenerek birçok yönden gelen ziyaretçisini karşılayan en hareketli meydandır. Hemen sırtında yer alan Sivil Mimari Örneği, ahşap Türk evi turist karşılama ve sergi evi olarak işlevlendirilmiştir. Ziyaretçisine tam da burada, tarihten gelen bir yapı olarak, alanın tarihini, Bursa’nın değerlerini, bizlere kalan kültürel mirası aktarma sorumluluğunu üstlenmiştir.
Mevcut durumda alanın genelinde yaşanan park yeri sorunu, bu sorundan kaynaklanan genişleyen her noktada karşımıza çıkan araç kirliliğini ortadan kaldırmak için Pirinç Han Meydanının altında projelendirilen yeraltı otoparkı, tarihe fazla yanaşmadan, kaldırılan yapı bloklarının sınırında kalarak alanın tamamen yayalaştırılmasında destekleyici görev üstlenir.
Alanın göbeğine doğru ilerledikçe caddeden içeri çekilerek sessizleşen, bir yanında Pirinç Han’ın duvarının, diğer yanında İpek Han’ın, Bakırcılar Çarşısı’nın çevrelediği, İpek Han Meydanı, adeta tarihin ortasında yer alan bir kent avlusuna dönüşür. Bir köşesinde Sarıca Sungur türbesi, hemen yanında 18. Yüzyıla ait tarihi kalıntıların olduğu gezilebilir arkeolojik alanıyla sessizce bilgiler aktarır ziyaretçisine.
Alandaki mevcut kot, her seferinde büründüğü fonksiyonla farklı bir mekansallık yaratır. Bazen bir oturma duvarı olur, bazen bir amfi, bazen bir ağaca saksı oluşturan taş bir duvara dönüşür, kimi zaman birkaç basamak olur, bazen ise meydana ulaşan eğimli bir yol…
Üç ana meydan olarak bahsettiğimiz kent avlularından sonuncusu ise Bakırcılar Çarşısı’nın çıkışını karşılayan ‘Çarşı Meydanı’. Çarşının yoğunluğunu seyreltmeyi amaçlayan bu meydan, yakınındaki parkla, meydandaki oturma, dinlenme alanıyla bir duraklama mekanı olarak işler.
Meydana bakan, bir taraftan kota gömülü olan küçük yapı, halkın ihtiyaçlarına yönelik ATM, tuvalet gibi işlevleri içerisinde barındırır. Bu sayede kendini mümkün olduğunca az gösterecek, tarihin önüne geçmeyecek şekilde konumlanan birim, çarşı girişinde insan ihtiyaçlarına hizmet edecek düz ayak erişilebilir bir mekan oluşturur.